Dünyanın en ünlü müzik grubu olma ünvanını muhtemelen uzun yıllar elinde tutacak Pink Floyd.
Grubun kurucularından Gitarist ve Solist Roger Waters bugün 80 yaşında ve neredeyse yarı ömrünü Siyonist lobiyle mücadele etmekle harcadı.
https://www.youtube.com/watch?v=cg5aMYW49Xw&ab_channel=Gouranga
Kudüs'ü Bırakın isimli eserini yazımızı okuduktan sonra dinleyebilirsiniz.
https://twitter.com/IsraelMFA/status/1661273079148847105
İsrail Dış işleri Bakanlığı'nın hususi saldırılarını gözler önüne serdikten sonra bir çuval dolusu deneysel karalamaya göz atalım;
Yeni bir belgesel olan Roger Waters'ın Karanlık Yüzü,
Kanadalı yapımcısı Bob Ezrin ve saksafoncusu Norbert Stachel'in iddialarını içeriyor. Her ikisi de Yahudi ve her ikisi de Waters'ın kendilerine Yahudi halkı hakkında saldırgan sözler söylediğini iddia ediyor.
Birleşik Krallık'taki Antisemitizme Karşı Kampanya adlı grup tarafından hazırlanan 37 dakikalık bir proje olan belgeselde ayrıca Waters'ın ekibine 2010 yılında yazdığı, ünlü şişirilebilir domuzuna Davut Yıldızı takılmasını öneren ve "kirli pislik" gibi hakaretler içeren bir e-postanın ekran görüntüleri de yer alıyor. .”
Bu, Waters'ın antisemitik olarak etiketlendiği ilk sefer değil, ancak belki de ona karşı iddialar, Yahudi halkını aşağıladığı iddia edilen belirli örnekleri öne süren yakın çalışma arkadaşlarından gelen ilk seferdir. Pink Floyd'un The Wall şarkısının yapımcılığını üstlenen Ezrin, Waters'ın grubun eski menajeri Bryan Morrison hakkında bir şarkı hazırladığını hatırladı: "Durumu tam olarak hatırlamıyorum" dedi Ezrin, "ama şöyle bir şey, bilirsiniz... beyit şuydu: 'Çünkü Morry kahrolası bir Yahudi'. Bu benim ilk eğilimim, yüzeyin altında bir miktar antisemitizm olabileceği yönündeydi.”
Bu arada Stachel, Waters'ın bir vejetaryen yemeği sırasında sinirlendiğini ve sonunda şöyle dediğini iddia etti: "İşte bu! Bu kadar! Et nerede? Et nerede? Bunda ne var? Bu Yahudi yemeği! Yahudi yemeğinin nesi var? Yahudi yemeğini götürün!”
Ek olarak Stachel, Waters'a bir zamanlar Holokost'ta öldürülen akrabaları da dahil olmak üzere Aşkenazi Yahudi mirasından bahsettiğini söyledi; Waters'ın bunu saldırgan bir parçaya dönüştürdüğü iddia edildi. Stachel, Waters'ın kendisini Polonyalı bir köylü izlenimiyle ölmüş büyükannesiyle "tanıştırabileceğini" söylediğini iddia etti. Saksafoncu, Waters'ın "bir babushka karakterine bürünmeye çalıştığını" söyledi ve bunu "birinin eğitimsiz, alt sınıftan ve belki de gerçekten akıllı olmayan bir kişinin konuşup konuşacağını düşüneceği bir şaka gibi, aşağılayıcı bir yol" olarak tanımladı.
Geçtiğimiz yık İngiliz rock müzisyeni Roger Waters’a yönelik cadı avı ve karalama kampanyası Berlin’e de ulaştı. Geçtiğimiz hafta Sosyal Demokrat-Sol Parti-Yeşiller Senatosu’nun (eyalet yönetimi) antisemitizmden sorumlu üyesi Samuel Salzborn, Pink Floyd grubunun kurucularından Roger Waters’ın başkentte vermeyi planladığı konserin iptal edilmesi çağrısında bulundu.
Salzborn, Berliner Zeitung’a verdiği bir röportajda müzisyeni “müzik dünyasında İsrail karşıtı antisemitizmi yayan en yüksek seslerden biri” olarak tanımlayarak çirkin bir iftirada bulundu. Salzborn, antisemitizmle mücadele konusunda ciddi olan hiç kimsenin Waters’a sahne vermemesi gerektiğini söyledi.
Waters’ın sahneye çıkmasını engellemeye yönelik benzer girişimler daha önce Münih, Frankfurt ve Köln’de de olmuştu. Planlanan konserler, ABD’de 1 milyon izleyiciye ulaşan ve önümüzdeki yıl 13 Avrupa ülkesinde devam edecek olan This Is Not a Drill turnesinin bir parçası. Berlin konserinin Mayıs 2023’te Mercedes-Benz Arena’da gerçekleşmesi planlanıyor.
Son 50 yılın en beğenilen müzisyenlerinden birine karşı yürütülen bu kötü niyetli kampanya, 79 yaşındaki Waters’ın emperyalist savaşların ve kapitalist gericiliğin korkusuz bir muhalifi olmasından kaynaklanıyor. WSWS’nin ABD turnesini değerlendirirken yazdığı gibi, This Is Not a Drill’deki “Neredeyse her şarkı günümüzün acil sorunlarıyla ilgili: emperyalist savaş, faşizm, milliyetçilik zehri, sığınmacıların kötü durumu, devlet baskısının kurbanları, küresel yoksulluk, toplumsal eşitsizlik, demokratik haklara saldırı ve nükleer yok oluş tehlikesi.”
Waters, Filistinlilerin haklarını savunan ve NATO’nun Ukrayna’daki savaşına karşı çıkan biri olarak ayırt edilebilir. İktidardakiler bunun için onu affetmeyecek. Özel medya ve devlet medyasından neredeyse tüm eleştirel sesleri yasaklayanlar, şimdi de sanat ve kültürü temizlemeye çalışıyorlar. Bunun için de her yolu deniyorlar. Waters’ı durmaksızın Yahudi karşıtı ve Putin destekçisi olarak karalıyorlar ancak bunun hiçbir dayanağı yok.
Facebook’ta paylaştığı ve büyük destek gören bir yazıda Waters bu ajistasyonu kesin bir dille reddetti: “Münih Belediye Başkanı, Yeşiller ve SDP partilerinin bazı üyeleri ve İsrail lobisinin diğer bazı sözcüleri bana iftira atıyor, beni antisemit ve Putin savunucusu olmakla suçluyor. Ben bunların hiçbiri değilim. Hiçbir zaman olmadım ve olmayacağım.”
Waters şöyle devam ediyor: “Bununla birlikte, genel olarak barış hareketlerinin ve özellikle de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin tutkulu bir destekçisi olarak tanınıyorum. Etnik kökenleri, dinleri ya da milliyetleri ne olursa olsun dünyanın her yerindeki tüm kardeşlerim için eşit insan haklarını destekliyorum.” Waters, bu nedenle, o topraklarda yaşayan ancak Yahudi inancına sahip olmayan tüm insanların temel insan hakları pahasına, bir etnik-dini grubun, İsrail Yahudi Devleti’nin şiddet dolu yönetimine karşı çıktığını söyleyerek bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.
Waters bu paylaşımının yanı sıra, 1933 yılında Naziler tarafından yakılan kitapların bir fotoğrafını ve eşi Kamilah ile birlikte Münih’teki direniş savaşçıları Hans Scholl ve Christoph Probst’un mezarlarına gül bırakırken çekilmiş bir fotoğrafını da yayınladı.
Jüdische Allgemeine gazetesinde “Yahudi nefreti turnede” başlığı altında Roger Waters’a yönelik özellikle çirkin bir saldırı yazısı yayımlandı. Yazıda “Kuşkusuz yetenekli basçı, şarkıcı ve besteci Roger Waters birçok arenayı doldurmayı başarıyor,” deniyor. Ancak “‘olağanüstü sanatçı’ ifadesinin ilk yarısı” sadece bir müzisyen olarak yeteneklerine değil, aynı zamanda “nefret ozanının tiratlarına” da atıfta bulunuyor. Gazeteye göreWaters, “katıksız antisemitizm”, “komplo teorileri” ve Yahudi devleti hakkında yalan-yanlış suçlamalar yayıyor. ABD Başkanı Joe Biden’ı “büyük bir ‘suç’ teşkil eden Ukrayna’daki yangını körüklemekle” suçluyor.
Makale açıkça Waters’ın turnesinin iptal edilmesini ve daha önce Polonya’da yapıldığı gibi engellenmesini savunuyor. Waters’ın artık sadece “iyi para kazanılacağı” için konserlere davet edildiği belirtiliyor.
Jüdische Allgemeine, İsrail hükümeti tarafından işlenen her türlü suçu meşrulaştırmaya hazır olan Almanya’daki Yahudi Merkez Konseyi tarafından yayımlanmaktadır.
İsrail’de yapılan son parlamento seçimlerinde faşist Dini Siyonizm Partisi en güçlü üçüncü parti oldu. Irkçı kışkırtıcılıktan birçok kez hüküm giymiş olan parti sözcüsü Itamar Ben-Gvir, Benjamin Netanyahu döneminde polis bakanı olabilir. Yair Lapid liderliğindeki bir önceki “değişim hükümeti” döneminde, işgal altındaki topraklarda 2005’ten bu yana diğer tüm hükümetlerden daha fazla Filistinli öldürüldü.
Yürütülen kampanya, Roger Waters hayranları arasında sadece olağanüstü bir müzisyen olarak değil, aynı zamanda ezilenleri savunmaktaki siyasi cesareti nedeniyle de popüler olduğu için bu kadar vahşi biçimler alıyor. ABD’de This Is Not a Drill konserlerine bir milyon seyirci katıldı ve Avrupa’da da arenaların ve stadyumların dolması bekleniyor.
Halkın geniş kesimlerinin ruh hali resmi propagandadan farklı. Bu durum hem Filistinlilere uygulanan baskı hem de NATO’nun Rusya’ya karşı yürüttüğü savaş için geçerlidir. Alternatif bakış açılarına ve bilgiye muazzam bir ihtiyaç var.
Eski Moskova muhabiri Gabriele Krone-Schmalz’ın NATO’nun Ukrayna savaşındaki rolünü eleştirel bir bakış açısıyla ele aldığı ve YouTube’da viral olarak bir milyon kez izlenen video da bunu göstermektedir. Medya buna karşı da zehirli bir karalama kampanyası başlattı. Egemen seçkinler ve onların sözcüleri, büyüyen muhalefete karşı tek bir yanıt biliyor: cadı avı, iftira ve sansür.
Ve son günlerde Hamas ve Kassam isimlerini zikretmiyor olsa da Özgür bir Filistin devleti için gün sayanlardan birisi Waters.
Zulme karşı başkaldırdığı ve milyonlarca insana bilinç aşıladğı nice güzel seneler diliyoruz...